16 Temmuz 2011

SUÇ VE CEZA

Nihayet Sevgili Dostum Raskolnikov ile yollarımız ayrıldı uzun bir birliktelikti bizimkisi . Raskolnikov Beyaz Gecelerdeki kahramanımız gibi çatı katında dolap kadar küçük bir odada yaşayan üniversiteyi bırakmış ruhsal bunalımlar içinde yaşayan bir gençtir.

Raskolnikovu bunalıma iten nedenler ilk başta anlaşılamasada bir müddet sonra Raskolnikovun işlemek üzere olduğu ve planını yaptığı bir cinayet olduğunu anlıyoruz . Bu planında kendisini cinayete zorlayan tesadüflerde yaşar ve  bazı batıl inançlarda oluşmaya başlar onda. Örneğin birgün yolda karşılaştığı satıcı adam ve karısının öldürmek istediği tefeci kadının kardeşi Lizaveta hakkında konuştuklarını ve Lizevatanın ertesi gün saat tam selkizde ihtiyar tefeci ile yaşadığı evde olmayacağını öğrenmesi böylece kendisi için cinayet saati ve günün kesinleşmesi ve bir gün  tefeci kadına ilk bıraktığı rehinden aldığı para ile girdiği bir aşevinde  bir subay ve öğrencinin konuşmalarına şahit olması bu konuşmada tefeci yaşlı kötü bir kadını öldürüp onun parası ile yüzlerce fakir ve kötü durumda insana yardım etmenin suç olamayacağı konuşulur tüm bunlar aslında Raskolnikovunda düşünceleridir.

Raskolnikovun bu cinayeti işleyene kadar ve işledikten sonra yaşadığı veya bir katilin nasıl bir cinayet işlediği bu cinayeti işlerkenki duyguları yaşadıkları ruhsal yapısı , kendini nasıl kaybettiği cinayetten sonra bütün katillerin aslında kendilerini nasıl yakalattıkları anlatan bir kitap Suç ve Ceza . Raskolnikovu takip eden ve ona psikolojik baskı yapan bir polis memuru ile karşılıklı kedi-fare oyunları  , Raskolnikovun bozulan psikolojisi ile kendini kaybetmesi ailesi ve arkadaşına karşı olan nefreti ile tam bir psikolojik çözümleme içeriyor Suç ve Ceza bu yüzden bir polisiye kitabı olarak değerlendirmek bence büyük haksızlık olur. Kitabın sonu ise  Raskolnikovdan hiçte beklemeyeceğimiz bir sonla biter.

Dostoyevskinin ölümünden 15 yıl önce yazdığı bu kitapta aynı zamanda o günkü Rusyanın sosyo-ekonomik durumu hakkında da analizler içeriyor yoksulluk ,adaletsizlik gibi zaten maddi yetersizlik yüzünden okulu bırakmış bir hukuk öğrencisinin işe yaramaz kötü bir tefecide bulunan parayı alarak ihtiyacı olan yoksullara dağıtmak gibi bir düşünce içerisinde olmasıda o günkü Rusya şartlarının hiçte kolay olmadığının  bir göstergesidir.

Dostoyevski gerçek yaşamında arkadaşları ile birlikte  Çar 1. Aleksandr tarafından ''devleti yıkmaya çalıştığı ''suçlamasıyla tutklanır ve idama mahkum edilir. Kendisinden önce sıraya dizilen 5 kişi kurşuna dizilir fakat kendisi ve diğer 4 kişi idamdan sonanda kurtulur işte bu gibi olaylar da Suç ve Ceza da Raskolnikov karakteri ile dile gelir örneğin Raskolnikov birgün yürürken şöyle der :

"Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.' Yeterki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!"