17 Kasım 2015

GEYİKLER VE LANETLER - MURATHAN MUNGAN

Zamanı bilinmez ama  göçerlikten  konarlığa geçiş , yeri bilinmez ama doğu kokar buram buram. 

Ne zamanı önemli ne yeri insanoğlunun zayıflığı , yeri gelip yıkıcılığı ve sonunda peşini bırakmayan lanetleri . 

Masal tadında tadı doğu gibi bol baharatlı bir tiyatro eseri  , Mahmud ile Yezida gibi uzun yıllar tadı  hep damağımda kalacak bir eser.




Doğuda bellekleri kaplayan kum fırtınalarında her şey unutulur , ve her şeye yeniden başlanır. İnsanlar ve olaylar hep aynıdır. Her şey zamana asılı kalır. İnsan bunu öldüğünde anlar. İlkin zevkleri,sonra tutkuları ,sonra umutları ve en son korkuları ölür insanın. O zaman bizde ölürüz . Öldüğümüzü anlamadan ölürüz .Yaşadığımızı da anlamamışızdır zaten. Usul usul ölürüz ; azar azar yaşar, usul usul ölürüz.


Neleri hatırlıyorsun şimdi etin zamanından daha uzun olan kemiğin zamanında?

Dağın başındaki bulut , ovanın düzünde yapışkan bir nem olur, ıslanır, bulaşır başkalarnın ellerine.

Erkekliğin gövdesine haram edilmiş rahmin derin boşluğunu istersin. Erkek dediğin yüreğinde taşırmış kendi rahmini.


Cudana - Babasızlığın asi etti seni 
Öksüzlüğün yılan kuyusuna çevirdi kalbini 
Yalnızlığın dolambaçlarında yalnızca fitneye çalışır oldu aklın
Ağzından çıkan her söz yüreğinin kiriyle islenir olmuş senin






26 Ekim 2015

HAVA KURŞUN GİBİ AĞIR - HIFZI TOPUZ

Nazım Hikmet'in Kemal Tahir, Orhan Kemal ve Sabahattin Ali gibi yazarlara  yön verdiğini ve onların gelişmesine katkı sağladığını biliyor muydunuz ?

Nazım Hikmet'in İstanbul'dan Ankara'ya daha çocuk yaşta Milli Mücadeleye katılmak için gittiğini ve Atatürk'le tanıştığını biliyor muydunuz ?

Bolu'da öğretmenlik yaptığını, yıllarca hapis yattığını açlık grevine başladığını.

Vatan Haini olmadığını hatta ve hatta Vatanını her şey den üstün tuttuğunu Vatanının toprağına en fazlada insanına aşık olduğunu biliyor muydunuz ? Bedri Rahmi'nin Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor şiirini ona yazdığını ? Kübaya gidip Fidel Castro'ya Barış Ödülünü verdiğini ?


O sonuna kadar komünizme inanmış bir devrimci ve hiç bir zaman hiç kimseye boyun eğmemiş yolundan dönmemiş yaşam dolu aşk dolu bir şair yeri doldurulamaz büyük bir usta.


''Dövüşebilirim doğru bulduğum , haklı bulduğum , güzel bulduğum her şey için . Yaşım başım buna engel değil.''


''Tüm yaşamım boyunca komünizmin çabuk kurulacağına inanmıştım. Hatta bir yıl öncesine kadar. Ben yaşarken bunun gerçekleşeceğini düşünürdüm. Ama şimdi komünizmin gerçekleşmesi için belki de 100 yılın gerektiğini anlıyorum. Benim sözünü ettiğim süre yeni insanın, yani olağanüstü insanın oluşması için gerekli . Ben o insan öle seviyorum ki ! Biz insan bilincinin gelişme süresini çabuklaştırmak istiyorduk , olmuyor. Bir baba çocuğunun doğumunu ne kadar çabuklaştırmak isterse istesin dokuz ay beklemek zorundadır.Yoksa düşük olur.''

27 Haziran 2015

PİNHAN - ELİF ŞAFAK

Yine bir Elif Şafak okuması bu yazardan bir türlü vazgeçemiyorum amacım bu ara yeni yazarlar tanımak ama bazı yazarların çekim gücünden bir türlü kendimi kurtaramıyorum .

Pinhan yazarın ilk kitabı 24 yaşında yazarak Mevlana Büyük Ödülü'nü almış. Kitaba gelirsek  Aşk  ve  Ustam ve Ben den daha çok sevdiğimi söyleyebilirim ve nihayet Elif Şafak'ta neden inat ettiğimi anladım bu serüven Pinhanı bulana kadarmış şimdilik Elif Şafak okumalarına ara verebilirim zira Pinhanın tadı uzun süre damağımda kalacak.

Pinhan mistik ,doğaüstü cinli perili ve farklı bir hikaye anlattığı karakterler ve hikayenin geçtiği dönem merak uyandırıcı. Pinhanın hikayesi Dürri Baba tekkesine girmesiyle başlasada benim için hikaye Pinhanın Dürri Baba tekkesinden ayrılmasıyla başlıyor.


Elif Şafak 1998 yılında yazmış ve bence o dönem için çok cesur bir kitap .Tasavvuf öğeleri içersede ki bence Tasavvufu eniyi  romanlaştıran yazarlardan kendisi yinede cesur konulara da değinmiş aynı cesurluğu ben Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı kitabındada görmüştüm.

06 Mart 2015

BİR DELİLER EVİNİN YALAN YANLIŞ ANLATILAN KISA TARİHİ - AYFER TUNÇ

Bu adı çok uzun olan kitapla tanıştım Ayfer Tunç'la. Aylarca kitaplıkta bekledikten sonra oda doğru zamanda okundu benim gözümde.

İlk önce  hay aksi çok fazla karakter var ama çok eğlenceli çok muzip ahh şu başhekim yok mu  derken  ve yüzümde hep bir tebessümle okudum kitabı.

Bittiği zaman ise içimde oluşan duygu bu karakterleri özleyeceğim oldu çünkü hepsi birbirinden deli ve hepsi bizden. 

Şöyle tepeden bir akıl hastahanesine bakıyoruz önce acemice yapılmış yazarın deyimine göre ''Tam bir Türk işi inşaat klasiği'' olan binaya ve binanın mimarından işçisine kurucusundan doktoruna hemşiresine başhekime hastasına hastahaneye iş yapan marangoza hasta yakınlarının hayatını birbir izliyoruz. O kadar iyi bir orkestra şefiki Ayfer Tunç 306 karakteri 515 sayfada hiç sıkmadan öyküleri hiç koparmadan harika geçişlerle yönetmiş . Bunda yazarın yerine göre sokak ağzını yeryer argoyu da kullanmasının etkisi var çünkü anlattığı karakterler baştada dediğim gibi bizden bizim içimizden. 

Türkiyenin içinden geçtiği yüzyılda yaşadığı siyasal olayların insanların hayat yönünü nasıl değiştirdiği bir gün kadar kısa ve bir yüzyıl kadar uzun  bir şekilde anlatılıyor kitapta dilide bu çoğrafyada yaşananlar kadar keskin ve sert hem bir kara mizah hemde bir ustalık işi bence bu kitap. Bende yazar için diyorumki '' Tam bir Türk işi edebiyat klasiği yaratmışsın Ayfer Tunç.''

İyi Okumalar