19 Şubat 2014

İNCE MEMED 2 - YAŞAR KEMAL

''Bir insana hiçbir şey yapma! Bir kere gözünü korkut yeter. Ölünceye kadar , kıyamet kopuncaya kadar onu köle yap da kullan. Gözü korkmuş adam insan değildir.'' 

''Bu insanlar zaten bu kadar ahmak olmasalardı , bu dünya bu kadar ahmak olmazdı.''

'' ''Ben bir kuşu öldüremem dedi. '' '' Bir karıncayı ezemem . İncinir diye bir arıyı , bir kelebeği , bir kuşu tutamam. '' Şu anda, belki dünyada en çok elindeki tüfeğe, belindeki haçere , bedenindeki koşar koşar fişeklere şaşıyordu. Kendine bakıp bakıp gülüyordu.

'' Ne var bu çocukta ? Bir büyü , bir keramet mi var? Şimdiye kadar Zeynelin başına böyle bir iş gelmemişti. Sevdim mi, diye düşündü. Bu piç kurusunu sevdim mi? Hiç de sevmemişti. Peki , içindeki bu olan biten neydi ? Acıyor muyum acep ola bu eli bileklerine adar kızıl kana batmış bir karış boylu oğlana ? Kendini yokladı , hiç acımıyordu. Yalnız onun adını andıkça içini usuldan bir sevinç , bir güven dolduruyordu , içinde küçücük bir umut ışığı yanıp sönüyordu. Allah Allah , bu da ne ki ? Ha ? Bu da ne? ''

İnce Memed  çıkmazdadır , kara bulut gibi bir düşünce onu tepesinde dönüp durur '' Abdi Ağa gider Hamza gelir Hamza gider başkası gelir !  Bu işin sonu nereye varır ? Öldürmekle biter mi ? Anam Hatçe boşunamı öldü ? ''

03 Şubat 2014

İNCE MEMED 1 - YAŞAR KEMAL

Memed için en doğru sözü onun yaratıcı Yaşar Kemal söylemiş zaten ''içinde başkaldırma kurduyla doğmuş'' bir insanın '' mecbur adam ''ın romanı. 

Çukurova'nın sıcağını, insanını ,taşını toprağını , akan suyunu , garbi yelini , insanının korkusunu boyun eğmişliğini hatta unuttuğu insanlığı başka nasıl anlatılır kim anlatır böle bilmiyorum. 

Ben orada yaşadım , gördüm , kokladım. Yaşar Kemal beni elimden tutup oralara nice varlığın insanın unuttuğu topraklara götürdü ve  dedi ki '' iyi bak ve bunları unutma her zaman her yerde bir Abdi Ağa olacak.''








'' Bütün canı, hayatiyeti, kini , sevgisi , korkusu kocaman gözlerinde toplanmış. Gözlerinde arada bir, iğne ucu gibi bir parıltı yanar söner. Keskin , batan bir pırıltıdır bu! Bu pırıltıdan korkulur. Korkunçtur. Parçalamaya , atılmaya hazırlanmış kaplanın gözlerinde de aynı pırıltı yanar söner mutlak . Bu nereden gelir? Belki yaratılıştadır. En doğrusu , çekilen işkencede, dertte beladadır. Memedin gözlerine bu pırıltı , son bir yıl içinde gelip yerleşmiştir. Ondan önce Memedin çocuk gözleri bir hayranlık , sevinç içinde parlardı.''

'' Memede olan olmuştu . Gözüne uyu girmiyordu. Düşüncelere kaptırmıştı kendini. Düşünceler kafasına akın ediyordu. Düşünüyordu artık. Dünya kafasında büyümüştü. Dünyanın genişliğini düşünüyordu. Değirmenoluk köyü bir nota gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belkide ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu . Kin duyuyordu artık . Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başladı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi. ''Abdi Ağa da insan, biz de....'' ''