18 Temmuz 2014

USTAM VE BEN - ELİF ŞAFAK

Ben bu kitabın önce rengine sonra adına ve en çok da kapak resmine vuruldum o kadar beğendim ki adım gibi emindim bu kitabı okuyunca da çok seveceğime.

Elif Şafakla tanışıklığımız Aşk kitabı ile başladı ve ben bu kitabı çok sevdim. Gelgelelim Bit Palas ve Pinhan yarım kaldı okuyamadım bi şekilde adapte olamadım ama bir şans daha verdim Elif Şafak'a bu kitapla.

Aslında kitabı sevdim konu güzel merak uyandırıcı yazarın uzun araştırmalar yaptığı belli tarihi bir zemin üzerine kurulmuş çünkü. Bir çok cümlenin altını çizdim fakat bir sorun var yazarla aramızda. Sorun bu kitapda gereksiz ayrıntılar bu ayrıntılar neden verilmiş ilerisi için bir ipucumu diyorum ama o da değil,  eeee şimdi ne olacak dedirten ve havada kalan olaylar yüzünden kitap bir yerde dinamiğini yitiriyor okuyalı 3 aya yakın oldu uzun bir süre değil ama çoğu ayrıntıyı unuttum.

Yazarlara haksızlık yapmak en korktuğum şey  Elif Şafak çok güzel yazan bir yazar aslında benim gözümde, fazla zorluyor sanırım kendini kitaplarında sayfa sayısını azaltabilir mesela belkide kitaplarını İngilizce yazmasından kaynaklanıyordur Türkçeye çevrilirken mi bazı cümleler havada kalıyor bilemiyorum. Bit Palas da  daha çok zorlanmıştım çünkü çok fazla ayrıntıya girmesi sıkmıştı beni .Uzun lafın kısası ben yinede kendisini okumaya devam edeceğim nedense onu sevmek onun dünyasından uzak kalmak da istemiyorum herzaman bende merak uyandıran bir yazar.

İyi Okumalar.

'' Araplar, Kürtler, Nesturiler, Çerkezler, Kazaklar, Tatarlar, Arnavutlar...Bu insanların her biri kendi yolunda yürüse de gölgeleri birbirine değiyor,dolanıp düğüm oluyordu.''

'' Hayatımızın bir haritası varsa şayet , yollarda değil, yol ayrımlarında çizilmekte.İki şey arasında tercih yaptığımız o kısa, kısacık anlarda. Göz açıp kapayana kadar değişir kaderimiz , tek bir kararla.''

'' Dua etmek , ilanı aşk etmek demekti. Yaradan'a olan sevdanı açık etmek. Aşkta korkuya yer yoktu , ya da çıkarcılığa. İnsan ki kainatın gayesiydi, kıymetli ve kadimdi , ona hiçbir şey haram değildi. Öyleyse insan ne kaynayan kazanlardan çekinmeli , ne huriler beklemeliydi , çünkü cennet de cehennem de , azap da sefa da yarın değil, şimdi ; uzaklarda değil , buradaydı.''Allah'tan korkmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?'' diyordu . ''O'nu sevmek varken?'' ''

'' Etrafını her dediklerine 'evet' diyen dalkavuklarla dolduranlar , fikrini dürüstçe söyleyen adamı hain zanneder. ''

'' Şayet bir işi başarmak istiyorsan , onu neden bir başkasının değil , senin yapman gerektiğine kainatı ikna etmen lazım. Bunun da tek yolu çalışmaktır.''

'' Geçmişini sırtında taşıyan adam tez tükenir , yol gidemez.''

'' İnsan bilmeden , hani adeta kendinden saklanarak , hüzün duyabilir miydi? Kalp ağlarken , akıl farkında bile olamayabilir miydi? ''

'' Kalleş ve kardeş yakın kelime . İnsana ihanet , beklemediği yerden gelir. ''

'' Aşk gibiydi okumak da ... Neden , nasıl müptelası olduğunu , bilen zaten iyi bilirdi ; bilmeyene de anlatamazdın bir türlü . ''

'' Tanrı da bir nevi mimardı. Kat kat semadan oluşmuş görünmez bir kubbe asılıydı yukarıda . Hıristiyan, Yahudi , Müslüman, Zerdüşti ve daha bilmediği kaç itikat ve hal...kubbenin altında herkese yer vardı. Göğün yedi katmanı, yerin yedi katının üstünde sütunsuz, direksiz yükseliyordu. Bakmasını bilene bu evren mükemmel bir yapıydı. ''

'' Bir adam sana ne kadar yakınsa, senden nefret etme ihtimalı o kadar fazla. ''

''  İnsan bir başka insanı yolculuklarda tanıyordu demek. Aynı yolum yolcusu olduğunda. ''

'' Oysa hayattaki en vahim aldanışlar, kendimizden memnun olduğumuz anlarda çıkar. Şeytan kulağımıza fısıldar : Neden daha fazlasını istemiyorsun ? ''

'' Bütün sevdiklerini gömüp nefes almaya devam etmek , lanettir. ''

'' Belki de insan bir şeye  ne kadar yakınsa o kadar az görebiliyordu. Yıldızlar gibi hayatın hakikatlerini keşfedebilmek için de mesafe gerekiyordu. ''

'' İşlemeyen demir pas, kullanılmayan ahşap küf, çalışmayan insan zan besler. ''

'' Tuhaftır,  üzülmedi. Sonradan gelecekti keder, biliyordu. Keder hep gecikmeyle ulaşırdı insana.''









02 Temmuz 2014

BÖĞÜRTLEN KIŞI - SARAH JIO

Kış sonuna doğru okuduğum İnce Memed'lere bi ara vermek bide kafa dağıtmak üzere aldığım bir kitap. Çok satan Amerikan edebiyatına karşı hep bir ön yargım var ve hadi bu sefer farklıdır diyerek aldığım bu kitapda  beni yanıltmadı.

Çok basmakalıp bir tarzı var giriş gelişme ve sonuç arada merak uyandıran ayrıntılar yok aşırı zekaya  da gerek yok bazı şeyleri anlamak için evet bir anne olarak bazı yerlerde yüreğim sızladı ama etkisi altına aldı mı hayır. 

Zengin erkek fakir kız olayını yıllardır zaten Türk filmlerinden izliyoruz  bu Amerikalıların herhangi bir tarihi geçmişi yada bizim gibi kültürel bir zenginliği yok ki adamlar ne anlatsın ya vampirleri yada hayali bir dünyayı anlatırlar çok da birşey beklememek lazım. Bu tarz kitapların çok satılmasının nedeni de sanırım iyi reklam gösterişli kapak ve kolay okunması.

İyi Okumalar...