17 Haziran 2011

İÇİMDEKİ YANGIN VE AV MEVSİMİ

Anne Nawal ölümünün ardından ikizlerine 3 adet mektup bırakır . Bunlardan birinde Lübnanda kaybettiğim abinizi diğer mektupdada hiç tanımadığınız babanızı bulun yazmaktadır bu isteğimi gerçekleştirdikten sonra üçüncü mektubu okuyabilirsiniz der. Annelerinin hiç bilmedikleri geçmişine yolculuk yapan ikizleri çok ilginç şok edici bir gerçek beklemektedir. Ben izlerken olanlara inanamayıp tekrar tekrar izledim gerçek demir bir leblebi gibi ne yeniliyor ne yutuluyor.


Ben daha bugün izledim bu filmi  hiç merak da  etmedim bugüne kadar , sadece  bugün Türk filmi izlemek isteğimle seçtiğim bi film Av Mevsimi. Fakat çok beğendim gerçekten filmin sonuna kadar olayları çözemiyorsunuz ben açıkcası Ejder Kapanı gibi bir konu beklemiştim ama Av Mevsiminde konu daha özgün oyunculukta güzel ben açıkcası beğendim hiç sıkılmadan izledim..

13 Haziran 2011

Dün-Bugün




Nasıl da umutluydum dünkü seçimden geçen seçimdede yok artık insanlar bunlara oy vermez dedim yok veriyorlar ve verecekler benim umudum kalmadı artık. Bunlarda doğru bir taraf varda benmi göremiyorum , bu kadar insanın oyunu aldıklarına göre demekki bişeyler yapıyorlardır, hipnoz edilmedi yaa bu kadar insan edildilersede bu kadar kolaymı uyudunuz yaaa bi uyudunuzki hala uyanamadınız ,  ama bi de karşı tarafa bakıyorum kim senmi Kılıçdaroğlu bizi temsil ediceksin seni çapsız seni onun üslubu ne kadar bozuksa sende o kadar bozdun kendini mitinglerde ekranlarda ,yok sende yakışmıyorsun Chp' ye istifa edermisin dedim ama ne cürret sen bide çıkıp oyumuzu arttırdık başarılıyız dedin benim artık siyasete hiç güvenim kalmadı. Bahçeli seni hiç katmıyorum , meclise girebildim diye seviniyorsun dur sen şimdi sanada fazla söze gerek yok. Sadece bazı sanatçıların meclise girmesi beni heyecanlandırdı Sabahat Akkiraz,Tolga Çandar, Sırrı Süreyya Önder....

Dün Suç ve Cezanın birinci cildini bitirdim iyi hoş kitap okuyorumda okuduğum kitaplar ve karakterler beni çok etkiliyor resmen bilinçaltımda kalıyorlar. Gece uyku ile uyanıklık arasında Pulkerya Aleksandrovna yani Raskolnikov'un annesinin adının kafamda döndüğünü farkettim ne alaka yaaa :)))

08 Haziran 2011

Kısa Kısa...


Okuma hızım çok yavaş havaların ısınması ile neredeyse sahilden eve gelmek istemiyorum hiç. Söylemesi ayıp günde 3-4 saatimi Ege'nin pırıl pırıl suyunda geçiriyorum deniz sıcaklığı şuanda Türkiye'de en yüksek Çeşmede tam 23 derece ben de bunun tadını doyasıya çıkarıyorum .Benimle birlikte denize gidip gelen kitapta Dostoyevski den Suç ve Ceza bir kez birinci cildi okuyup bırakmıştım sanırım okumak için uygun bir zaman değildi fakat şu ara kitaba kendimi tamamen verebiliyorum yani bugünlerde  en iyi dostum Raskolnikov :))

En son Halil İbrahim Özcan' dan Küller Arasında'yı okumaya heveslendim ama yok olmadı , nedense beynimi zorlayacak bir şeylere ihtiyacım var bu ara o yüzden Suç ve Ceza çok iyi gidiyor .Hani çoğu bayan  gardırobunun önüne geçip o kadar kıyafet içinden hiç giyecek bir şeyim yok der ya ben de kitaplığımın önüne geçip okuyacak hiç bir şey bulamıyorum halbuki okunacak bir sürü kitap var aklım hep kitapyurdunda hazır bekleyen alışveriş listemde :)