03 Aralık 2021

YEŞİL MÜREKKEP - OSMAN BALCIGİL

 


Kitabı okurken aklıma sık sık Tezer Özlü 'nün ''burası bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi '' cümlesi geldi.

225. sayfaya kadar genel olarak Sabahattin Ali'nin Almanya eğitimi ve aşkları konu edinmiş kitapta. Şıp sevdi biri olmasının bu kadar çok altı çizilmesi aslında biraz rahatsız etti beni. Hatta yazar için şu benzetme kullanılmış ''düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya aşık olurdu'' 

Hıfzı Topuz'un Hava Kurşun Gibi Ağır kitabını okurken Nazım Hikmet'in aşk hayatı ile ilgili aynı hisleri duymuş olsam da sanırım Osman Balcıgil bu aşk konularından fazla bahsetmiş. Kitapta eşinin penceresinden ya da ağzından olaylar hiç aktarılmamış ve ondan bahsedilirken sadece güzel eşi Aliye denmekle yetinmiş yazar.

Sonra diyorum ki bu büyük yazarlar bu aşkları ve aşk acılarını yaşamasa nasıl çıkardı o güzelim satırlar ortaya..

''Bence şiir senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi....


''Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme ki sana dargınım
Ben gene sana vurgunum
Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben yine sana vurgunum''



Kitabın başlarında bahsedilse bile asıl 225. sayfadan sonra yazarın siyasi görüşlerinin eserleri üzerindeki etkileri görülüyor. Sabahattin Ali komünizm sevdalısı bir insan olsa da hiçbir zaman örgütlü bir yapının içine girmiyor. Hayat görüşü  ne kadar zararsız ve güzel olsa da sivri dili ve korkusuz yazıları yüzünden hayat görüşü karşısına hep zorluk çıkaracaktır yazarın.

''Dil, din ,ırk, cinsiyet ayrımı yapılmayan , kavgasız gürültüsüz , barış ve huzur içinde yaşanan bir dünyanın vatandaşı olmak istiyordu.

''Gönlünde yatan aslan tam olarak buydu''

''Diktatörlerden arınmış , kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı , eşit çalışmanın karşılığında eşit gelir elde edilen bir dünyada nefes almaktı genç yazarın hayali''

''Eğer böyleyse , Edirne'de öğretmenlik yaparken Türkleri çevredeki Yahudilerin üzerine saldırtan Nihal'le (Nihal Atsız) hala arkadaş olmaya devam edebilir miydi ''

''Kuşkusuz edemezdi''

Hitler'in , Mussolini'nin , Franco'nun yaptıklarının suç olduğu söylemeyen , tersine onların yaptıklarının kendi ülkesinde uygulanmasını isteyen biriyle aynı yolda nasıl yürüyebilir , aynı havayı nasıl teneffüs edebilir ki''


İşte Sabahattin Ali sadece düşünmekle kalmayıp hem romanlarında hem gazete yazılarında  hükümete ve yarım aydınlar dediği  sözde aydınlara  yüklenmiş bu yüzden dönem dönem hapis cezasına çarptırılmış. O hiçbir zaman susmamış kendi rahatını düşünmemiş hem lafla hem icraatla dünya görüşünü herkese duyurmuştur.


''Adımlarım hiç kimseninkine uymuyor. Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor... Yolun ortasında.. Herkes.... 

''Birisi ya da birilerinin önderliğinde kendini yok etmek, tüm benliğini bir davaya adamak aklının alabileceği bir iş değildi Sabahattin'in''

''Ne yönetilebilir ne de yönetilebilirdi Sabahattin''

''Yalnız bir sosyalistti, o kadar''

Nazım Hikmet bir mektubunda Sabahattin Ali'ye sen Orhan Kemal ve Kemal Tahir'den romancılıkta daha önde olacaksın der ve büyük ustanın dediği gibi de olur. 

Sabahattin Ali Aziz Nesin ile birlikte çıkardığı derginin basımında sürekli engellemeler yazıları yüzünden ara ara hapis yatmasından dolayı büyük maddi sıkıntı ve psikolojik çöküş içine girer. Komünizm propagandası yaptığı iddiası ile öğretmenlik görevinden de uzaklaştırılmıştır.

Bakması gereken bir ailesi olduğu ve bir kez daha hapishane ortamını kaldıramayacağı düşüncesi ile Bulgaristan sınırından kaçmayı planlar. Bu plan sırasında kendisine oyun oynanır ve öldürüldükten iki buçuk ay sonra cesedi bulunur. 

Sabahattin Ali kısacık hayatına dört roman, beş öykü ve onlarca şiir sığdırmış melankolik , dürüst ,aşık ve çokça çocuk bir insan olarak daha birçok eserler bırakacakken 2 Nisan 1948 yılında Kırklareli'nde kendini Bulgaristan sınırını geçirdi zannettiği ama ölümüne sebep olan isimlerden biri olan Ali Ertekin'e pusulayı verecek kadar insanlara güvenen çaresiz bırakılmış sahip çıkılmamış bir aydın olarak hayatını kaybeder.....