03 Kasım 2021

AH'LAR AĞACI - DİDEM MADAK

 



Didem Madak bence bu dünyadan sessiz sedasız acıları ile geçmiş bir şair. 13 yaşında annesini kanserden kaybetmiş aynı kader kendisini 41 yaşında hayatının baharında bulmuş. Ah'lar Ağacı kitabında 9 şahane şiiri var. Ahlar Ağacı, Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım, Kalbimin En Doğusunda , Samson ve Dalila , Pollyanna'ya Son Mektup , Müsveddeler , Karınca Kumu, Ağlayan Kaya ve Paragraf Başı. Aşağıda şiirlerden altınız çizdiğim cümleler parça parça...


AH'LAR AĞACI

Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı'nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah.. dedim sonra
ah!


..........Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı'ya :
Olanlar oldu Tanrım 
Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla.



............Kaybolmak istemiştim bir zamanlar 
Kapının arkasında yokum demiştim 
Ve divanın altında da.
Bulamazsınız ki artık beni,
hayatın ortasında.



............Bir zamanlar kendimi 
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metre benim yokluğum ?


.........Bıçağın ucundaydı insanların hafızası 
''İnsan unutandır
ve insan unutulmaya mahkûm olandır.''
Tanrı şöyle derdi o zaman:
Ah'


..........Vasiyetimdir :
Dalgınlığınıza gelmek istiyorum
Ve kaybolmak o karanlıkta.

 ..........''Bir Arap şair şöyle demiş,
Savaşta yenilen halkına,
Ağlamayın , ağlamayın, acınız azalır! ''

...........Ah benim nergis kokulu cehaletim..
Ruj lekeleri bıraktın bardaklarda
Anlatmak isterdin kendini durmadan
Bir bardağa bile olsa.
Ne diyecektin, ne söyleyecektin
Şairlerin şahı olsan,
Bir AH 'dan başka.
Bana yıllarca , bunca sözü boşa söylettin.
AH!

.........Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı'nın eliydi,
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan 
Ah dedim sonra,
Ah!

İç ses, diye söylendim.
Gel!
Ahlar ağacından sen de biraz meyve topla.

SİZ AŞKTAN N'ANLARSINIZ BAYIM ?

........Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün 
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım.....


.........Ben acılarımın başını 
Evcimen telaşlarla okşadım bayım.


.........Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara giderdin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım.


........Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.

Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!

KALBİMİN EN DOĞUSUNDA

Aşkın kanununu tahsil etmiştim kalbimin en doğusunda
İçimde yağmur duasına çıkmış birkaç köy
Birkaç köy sular altında.
Kalbimin doğusu,
Her resme güneş çizen bir çocuktu.
Gam yükünün kervanları yürürdü dudaklarımda
Kavrum ve çatlaktı dudaklarımın toprakları.
Ölümün ötesinde bir köy vardı
Orda , uzakta , kalbimin en doğusunda 
Şimdi bana yalnızca
Dertli türkülere duyduğum karşılıksız aşk kaldı.

Güzel beyaz bir tay doğururdu her sene hafızam
Yorgundu oysa
Durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan.

.........Adına aşk diyorlardı
Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.


............Gece açılıp gündüz kapanan bir parantezdim,
Sözler vardı içimde işe yaramayan
Sözlerle konuştum karanlıkla...
Önce söz yoktu kalbimin en doğusunda 
Sözler...
Bir yağlı urgandı acıyı boğmaya yarayan.

PARAGRAF BAŞI

Yalnız bırakma beni bu paragrafın başında
Bu boşluğu bir masal doldurmaz
Kanalizasyondan fırlar bir cadı
Başını engizisyon çarpar.
Ölürüz belki ikimiz de ucuz bir aşk romanının sonunda.
Patlamış mısıra benzerdi senin mısraların
Isınır ve patlardı
Beyaz çiçekler açardın sonunda
Bahar dallarının hatırına beni anla.


...............Susan kadınlar vardı
Ben susamamıştım
Ama herkes içmişti.
Belki de sen yoktun orada.



.......Yanağımın sıcağına göç ediyor kırlangıçlar
Beni anla.
Geçti ömrüm iklimden iklime 
Yuva yaptım kaç paket cigaranın bacasında
Yorgunum, kahvem çamur gibi
Batmaya da razıyım, artık beni anla
Yeter ki sen beni 
Hiç yazmayacağım bir romanın kollarına atma.


KARINCA KUMU

Yine gittin o karanlık odaya
Karanlık uykularına.
Sen hep gülerdin oysa , gülüverirdin
Bir bakardım eğilmiş su içiyor
Gamzelerinden kuşlar......




Hiç yorum yok: